Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ هُوَ نَبَؤٌا۟ عَظِيمٌ
Kul huve nebeun azîmun.
De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- O
- هُوَ
- bir haberdir
- نَبَأٌ
- ن ب ا
- büyük
- عَظِيمٌ
- ع ظ م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.”
- Diyanet Vakfı: (67-68) De ki: Bu büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Bu (Kur´an) bir büyük haberdir;
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Bu, bir büyük haberdir.»
- Ali Fikri Yavuz: De ki: “- Bu (size söylediklerim) pek büyük bir haberdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki bu bir azîm haberdir
- Fizilal-il Kuran: De ki; «Bu Kur´an, büyük bir haberdir.»
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Bu (Kur´an) en büyük (ve mühim) bir haberdir».
- İbni Kesir: De ki: Bu, büyük bir haberdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (67-68) De ki: «Bu (Kur´an) pek büyük bir haberdir. Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Bu (Kur´an), büyük bir haberdir.»