Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَءَاتَيْنَٰهُمَا ٱلْكِتَٰبَ ٱلْمُسْتَبِينَ
Ve âteynâ humel kitâbel mustebîn(mustebîne).
Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve onlara verdik
- وَاتَيْنَاهُمَا
- ا ت ي
- Kitabı
- الْكِتَابَ
- ك ت ب
- açık ifadeli
- الْمُسْتَبِينَ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
- Diyanet Vakfı: Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı (Tevrat´ı) verdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Hem kendilerine o belli Kitab´ı (Tevrat´ı) verdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hem kendilerine o belli kitabı (Tevrat´ı) verdik.
- Ali Fikri Yavuz: İkisine de (helal ve haramı) açıklayan Tevrat kitabını verdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hem kendilerine o belli kitabı verdik
- Fizilal-il Kuran: Onlara, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.
- Hasan Basri Çantay: Onlara (her hakıykatı) apaçık gösteren o kitabı verdik.
- İbni Kesir: Her ikisine de apaçık anlaşılan kitab vermiştik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (117-118) Ve ikisine de o açıkça bildiren kitabı verdik. Ve ikisini de dosdoğru yola sevkettik.
- Tefhim-ul Kuran: Ve ikisine anlatımı açık olan kitabı verdik.
Resim yüklenemedi.