Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِذَا ذُكِّرُوا۟ لَا يَذْكُرُونَ
Ve izâ zukkirû lâ yezkurûn(yezkurûne).
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve ne zaman
- وَإِذَا
- öğüt verilse
- ذُكِّرُوا
- ذ ك ر
- لَا
- öğüt almazlar
- يَذْكُرُونَ
- ذ ك ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
- Diyanet Vakfı: Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Uyarıldıklarında da düşünmüyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.
- Ali Fikri Yavuz: Onlara Kur’an’la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar
- Fizilal-il Kuran: Onlara öğüt verildiği vakit düşünüp öğüt almazlar.
- Hasan Basri Çantay: Kendilerine (Kur´an ile) va´z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,
- İbni Kesir: Kendilerine öğüt verildiğinde ise öğüt dinlemezler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.
- Tefhim-ul Kuran: Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
Resim yüklenemedi.