Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَٱلْتَقَمَهُ ٱلْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ
Feltekamehul hûtu ve huve mulîm(mulîmun).
Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sonra onu yuttu
- فَالْتَقَمَهُ
- ل ق م
- balık
- الْحُوتُ
- ح و ت
- ve o
- وَهُوَ
- kendi kendisini kınarken
- مُلِيمٌ
- ل و م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.
- Diyanet Vakfı: Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Derken (denize atıldı ve) kendisini balık yuttu. Pişmandı.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu.
- Ali Fikri Yavuz: (Kavminden kaçmış olduğundan ötürü) nefsini kınamış bir halde iken, hemen balık onu yuttu.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Derken kendisi balık yuttu melâmette idi
- Fizilal-il Kuran: Yunus kendini kınarken, balık onu yutmuştu.
- Hasan Basri Çantay: O, kınanmış bir halde iken kendisini hemen balık yutmuşdu.
- İbni Kesir: Yenilgiye uğramışken, bir balık yutmuştu onu.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık o melâmet eder (nefsini kınar) bir halde iken O´nu balık yutuverdi.
- Tefhim-ul Kuran: Derken onu balık yutmuştu, oysa kendisi (kendini) kınanmış (sayanlardan)dı.
Resim yüklenemedi.