Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَـَٔامَنُوا۟ فَمَتَّعْنَٰهُمْ إِلَىٰ حِينٍ
Fe âmenû fe metta’nâhum ilâ hîn(hînin).
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve inandılar
- فَامَنُوا
- ا م ن
- biz de onları geçindirdik
- فَمَتَّعْنَاهُمْ
- م ت ع
- kadar
- إِلَىٰ
- bir süreye
- حِينٍ
- ح ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
- Diyanet Vakfı: Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O zaman iman ettiler de onları bir zamana kadar yararlandırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık.
- Ali Fikri Yavuz: Nihayet (Yunus peygamberin gaybubetinde azab gören kavmi) ona iman ettiler de onları ömürlerinin sonuna kadar geçindirdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik
- Fizilal-il Kuran: İnandılar, biz de onları belli bir süreye kadar geçindirdik.
- Hasan Basri Çantay: Nihayet ona îman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.
- İbni Kesir: Nihayet ona inandılar, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (147-148) Ve O´nu yüz bin ve daha artar olana (böyle bir kavme peygamber) gönderdik. Nihâyet imân ettiler, artık onları bir müddete kadar geçindirdik (faidelendirdik).
- Tefhim-ul Kuran: Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.
Resim yüklenemedi.