Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِن كَانُوا۟ لَيَقُولُونَ
Ve in kânû le yekûlûn(yekûlûne).
(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve elbette
- وَإِنْ
- onlar
- كَانُوا
- ك و ن
- şöyle diyorlardı
- لَيَقُولُونَ
- ق و ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”
- Diyanet Vakfı: (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah´ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve gerçek (şu ki, daha) önce şöyle diyorlardı:
- Elmalılı Hamdi Yazır: (167-169) (Müşrikler) şöyle diyorlardı: «Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah´ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»
- Ali Fikri Yavuz: Doğrusu (Peygamberin gelmesinden önce Mekke halkı) şöyle diyorlardı:
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve gerçek, evvel şöyle diyorlardır:
- Fizilal-il Kuran: Putperestler şöyle diyorlardı.
- Hasan Basri Çantay: Hakıykat (müşrikler evvelce) şu kat´î sözü söylüyorlardı :
- İbni Kesir: Onlar her ne kadar şöyle diyor idiyseler de;
- Ömer Nasuhi Bilmen: (167-169) Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: «Eğer bizim yanımızda evvelkilerden bir kitap bulunmuş olsa idi. Elbette ki, biz Allah´ın ihlâsa nâil olmuş kullarından olur idik.»
- Tefhim-ul Kuran: Onlar (putatapıcılar), her ne kadar şöyle diyor idiyseler de:
Resim yüklenemedi.