Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ
Ve ebsir fe sevfe yubsirûn(yubsırûne).
(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve (bekle de) gör
- وَأَبْصِرْ
- ب ص ر
- yakında
- فَسَوْفَ
- onlar da göreceklerdir
- يُبْصِرُونَ
- ب ص ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.
- Diyanet Vakfı: Onların halini gör, onlar da göreceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): gör (ne olacak akibetleri. Onlar da) yakında göreceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (İnecek azabı) gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir.
- Ali Fikri Yavuz: Gör onları, yakında (azabı) göreceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Gör, yakında görecekler
- Fizilal-il Kuran: Ve bekle de gör, onlar da göreceklerdir.
- Hasan Basri Çantay: Gözetle (onları). Onlar da göreceklerdir.
- İbni Kesir: Gözetleyiver, ilerde göreceklerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir.
- Tefhim-ul Kuran: Ve seyret; onlar da (azabı) yakında göreceklerdir.
Resim yüklenemedi.