Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوٓا۟ إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ ٱلْيَمِينِ
Kâlû innekum kuntum te’tûnenâ anil yemîn(yemîni).
Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler ki
- قَالُوا
- ق و ل
- şüphesiz siz
- إِنَّكُمْ
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- bize gelirdiniz
- تَأْتُونَنَا
- ا ت ي
- -dan
- عَنِ
- sağ-
- الْيَمِينِ
- ي م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”
- Diyanet Vakfı: (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Siz bize sağdan gelir alaka gösterip dururdunuz (aldatırdınız,) derler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar: «Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz» derler.
- Ali Fikri Yavuz: (Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz
- Fizilal-il Kuran: «Doğrusu siz bize sağdan gelirdiniz» derler.
- Hasan Basri Çantay: «Hakıykat siz, derler, biz sağdan (suret-i hakdan) gelirdiniz».
- İbni Kesir: Ve derler ki: Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (Tâbi olanlar) Derler ki: «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.»
- Tefhim-ul Kuran: «Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz» derler.
Resim yüklenemedi.