Your browser doesn’t support HTML5 audio
يُطَافُ عَلَيْهِم بِكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍۭ
Yutâfu aleyhim bi ke’sin min maîn(maînin).
(45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dolaştırılır
- يُطَافُ
- ط و ف
- önlerinde
- عَلَيْهِمْ
- kadehler
- بِكَأْسٍ
- ك ا س
- -tan
- مِنْ
- akan kaynak-
- مَعِينٍ
- ع ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (45-46) Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.
- Diyanet Vakfı: Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Akan kaynaktan dolu kadehlerle kendilerine pırlanılır (sunulur).
- Elmalılı Hamdi Yazır: (45-46) İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır.
- Ali Fikri Yavuz: Göze şarabından dolu bir kadehle, (hizmet için) etraflarında dolaşılır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Maînden bir ke´s ile üzerlerine pırlanılır
- Fizilal-il Kuran: Önlerinden akan kaynaktan doldurulmuş kadehler dolaştırılır.
- Hasan Basri Çantay: Onların her biri (şerâb-ı) maıynden türlü kadehlerle tavaf (ve ziyaret edilir (ler).
- İbni Kesir: Kendilerine kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur,
- Ömer Nasuhi Bilmen: (43-46) Naîm cennetlerde. Birbirleriyle karşı karşıya tahtlar üzerinde. Onların üzerlerine ırmaktan bir bardak ile dolaşılır. Bembeyaz, içenler için lezzetli.
- Tefhim-ul Kuran: Kaynaktan (doldurulmuş) kadehlerle çevrelerine dolaşılır.
Resim yüklenemedi.