Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَآءَلُونَ
Fe akbele ba’duhum alâ ba’dın yetesâelûn(yetesâelûne).
Derken birbirlerine yönelip sorarlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dönmüş
- فَأَقْبَلَ
- ق ب ل
- biri
- بَعْضُهُمْ
- ب ع ض
- عَلَىٰ
- diğerine
- بَعْضٍ
- ب ع ض
- soruyorlar
- يَتَسَاءَلُونَ
- س ا ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Derken birbirlerine yönelip sorarlar.
- Diyanet Vakfı: İşte o zaman, birbirlerine dönerek (dünyadaki hallerini) soracaklar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Derken birbirlerine dönmüş soruşuyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Derken birbirine dönüp sorarlar:
- Ali Fikri Yavuz: Derken (cennet ehli olanlar) birbirleriyle konuşurlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Derken ba´zısı ba´zısına dönmüş soruyorlardır:
- Fizilal-il Kuran: Cennet ehli birbirine dönmüş sorarlar.
- Hasan Basri Çantay: (Ehl-i cennetden) kimi kimine dönüb sorarlar.
- İbni Kesir: Bir kısmı bir kısmına dönerek soruştururlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (50-51) Onların (o ehl-i cennetin) bazıları bazılarına karşı teveccüh ederek soruşturmaya başlarlar. Onlardan birisi der ki: «Benim (dünyada iken) muhakkak bir arkadaşım var idi.»
- Tefhim-ul Kuran: Böyleyken, kimi kimine yönelmiş olarak, birbirlerine soruyorlar:
Resim yüklenemedi.