Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا فِيهِم مُّنذِرِينَ
Ve lekad erselnâ fî him munzirîn(munzirîne).
Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَلَقَدْ
- biz göndermiştik
- أَرْسَلْنَا
- ر س ل
- onların içine
- فِيهِمْ
- uyarıcılar
- مُنْذِرِينَ
- ن ذ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.
- Diyanet Vakfı: Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik.
- Ali Fikri Yavuz: Gerçekten biz onlara, azabla korkutucu peygamberler de gönderdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Celâlim hakkı için içlerinde inzar edici Peygamberler de gönderdik
- Fizilal-il Kuran: Biz onların içine de uyarıcılar göndermiştik.
- Hasan Basri Çantay: Yemîn ederim ki biz içlerinde (kötü hareketlerinin encamından) korkutucu (peygamberler) de göndermişizdir.
- İbni Kesir: Ve andolsun ki; onlara, uyarıcılar göndermiştik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (72-74) Yemin olsun ki, onların içinde korkutucular göndermiş idik. Artık bak, o korkutulmuş olanların akibetleri nasıl oluverdi? Allah´ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, biz onlara uyarıcı-korkutucular göndermiştik.
Resim yüklenemedi.