Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَدْ نَادَىٰنَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ ٱلْمُجِيبُونَ
Ve lekad nâdânâ nûhun fe le ni’mel mucîbûn(mucîbûne).
Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَلَقَدْ
- bize yalvarmıştı
- نَادَانَا
- ن د و
- Nuh
- نُوحٌ
- ne güzel
- فَلَنِعْمَ
- ن ع م
- kabul buyurmuştuk
- الْمُجِيبُونَ
- ج و ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
- Diyanet Vakfı: Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, Nuh Bize seslenmişti. Biz de gerçekten ne güzel icabet edenleriz!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik.
- Ali Fikri Yavuz: Gerçekten Nûh bize dua etmişti de ne güzel icabet etmiştik (duasını kabul edip kavmini suda boğmuş, kendisi ile iman edenleri kurtarmıştık).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Celâlim hakkı için bize Nuh nidâ etmişti, biz de hakıkat ne güzel mücîbiz
- Fizilal-il Kuran: Andolsun Nuh bize dua etmişti de ne güzel kabul etmiştik.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki Nuuh bize niyaz etmişdi de ne güzel icabet (ve kabul) eylemişdik.
- İbni Kesir: Andolsun ki; Nuh, Bize niyaz etmişti. Ne güzel icabet edenleriz Biz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Celâlim hakkı için Nûh Bize nidâ etmişti. Artık Biz ne güzel icabet edenler (olduk).
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, Nuh bize (dua edip) seslenmişti de, ne güzel icabet etmiştik.