Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَنَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥ مِنَ ٱلْكَرْبِ ٱلْعَظِيمِ
Ve necceynâhu ve ehlehu minel kerbil azîm(azîmi).
Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onu kurtarmıştık
- وَنَجَّيْنَاهُ
- ن ج و
- ve ailesini
- وَأَهْلَهُ
- ا ه ل
- -dan
- مِنَ
- sıkıntı-
- الْكَرْبِ
- ك ر ب
- büyük
- الْعَظِيمِ
- ع ظ م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
- Diyanet Vakfı: Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): hem onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
- Ali Fikri Yavuz: Biz, hem onu, hem ehlini (kendisine iman edenleri) o büyük sıkıntıdan kurtardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hem onu ve ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık
- Fizilal-il Kuran: Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
- Hasan Basri Çantay: Biz hem onu, hem ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
- İbni Kesir: Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve O´nu ve ehlini o pek büyük gamdan kurtardık.
- Tefhim-ul Kuran: Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık.
Resim yüklenemedi.