Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ وَمَا عِلْمِى بِمَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
Kâle ve mâ ilmî bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Nûh, şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dedi ki
- قَالَ
- ق و ل
- ve
- وَمَا
- ben bilmem
- عِلْمِي
- ع ل م
- şeyleri
- بِمَا
- oldukları
- كَانُوا
- ك و ن
- onların yapıyor
- يَعْمَلُونَ
- ع م ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Nûh, şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?”
- Diyanet Vakfı: Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): (Nuh) «Benim onların ne yaptıklarına dair ne bilgim olabilir?
- Elmalılı Hamdi Yazır: Nuh dedi ki: «Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur.»
- Ali Fikri Yavuz: Nûh dedi ki: “- Onların yapmakta oldukları amellere dair benim bilgim yoktur (sadakatlarını bilmem, dış görünüşlerine bakıyorum).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Benim ne ılmim olabilir? dedi: onlar ne yapıyorlarmış
- Fizilal-il Kuran: Nuh dedi ki; «Onların neler yaptıklarını ben bilemem.»
- Hasan Basri Çantay: (Nuuh): «Benim onların neler yapmakda olduklarına bilgim yokdur» dedi.
- İbni Kesir: Dedi ki: Onların yapmakta oldukları şeyler hakkında bir bilgim yoktur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dedi ki: «Onların ne yapar olduklarına benim ne bilgim olabilir?»
- Tefhim-ul Kuran: Dedi ki: «Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur.»
Resim yüklenemedi.