Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱتَّقُوا۟ ٱلَّذِىٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعْلَمُونَ
Vettekûllezî emeddekum bimâ ta’lemûn(ta’lemûne).
(132-134) “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve korkun
- وَاتَّقُوا
- و ق ي
- kimseden
- الَّذِي
- size bol bol veren
- أَمَدَّكُمْ
- م د د
- şeyleri (ni’metleri)
- بِمَا
- bildiğiniz
- تَعْلَمُونَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (132-134) “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”
- Diyanet Vakfı: (132-134) Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah´a karşı gelmek)ten sakının.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O Allah´tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri verdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «O Allah´tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri vermekte,»
- Ali Fikri Yavuz: Size bildiğiniz şeyleri verenden sakının;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O Allahdan korkun ki size o bildiğiniz şeylere imdad buyurdu
- Fizilal-il Kuran: Size bildiğiniz nimetleri bağışlayan Allah´tan korkunuz.
- Hasan Basri Çantay: «Size bilib durduğunuz şeylerle (nimetlerle) yardım eden»,
- İbni Kesir: Bildiğiniz şeylerle sizi destekleyenden sakının.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve o Zât´tan korkunuz ki, bildiğiniz şeylerle size imdat etti.»
- Tefhim-ul Kuran: «Bilmekte olduğunuz şeylerle size yardım edenden korkup sakının,»
Resim yüklenemedi.