Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَا يُؤْمِنُونَ بِهِۦ حَتَّىٰ يَرَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ
Lâ yu’minûne bihî hattâ yeravul azâbel elîm(elîme).
(201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- لَا
- inanmazlar
- يُؤْمِنُونَ
- ا م ن
- ona
- بِهِ
- kadar
- حَتَّىٰ
- görünceye
- يَرَوُا
- ر ا ي
- azabı
- الْعَذَابَ
- ع ذ ب
- acıklı
- الْأَلِيمَ
- ا ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.
- Diyanet Vakfı: (200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar acı azabı görecekleri zamana kadar ona iman etmezler
- Elmalılı Hamdi Yazır: (200-201) Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (Okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
- Ali Fikri Yavuz: O acıklı azabı görecekleri ana kadar, bu Kur’ân’a iman etmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İyman etmezler ana tâ o elim azâbı görecekleri deme kadar
- Fizilal-il Kuran: Onlar acıklı azabı görmedikçe ona inanmazlar.
- Hasan Basri Çantay: o pek çetin azâbı görecekleri (âna) kadar onlar (kaabil değil) bu (Kur´ana) inanmazlar.
- İbni Kesir: Elim azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O pek acılı azabı görünceye değin ona (Kur´an´a) imân etmezler.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
Resim yüklenemedi.