Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَكُنُوزٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ
Ve kunûzin ve makâmin kerîm(kerîmin).
(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve hazineler(inden)
- وَكُنُوزٍ
- ك ن ز
- ve yer(lerinden)
- وَمَقَامٍ
- ق و م
- o güzel
- كَرِيمٍ
- ك ر م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
- Diyanet Vakfı: (57-58) Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): hazinelerden ve güzel makamlardan çıkardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık.
- Ali Fikri Yavuz: Hazinelerden ve şerefli makamlardan...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hazinelerden, ve dilrubâ makamlardan çıkardık
- Fizilal-il Kuran: Hazinelerden ve konforlu köşklerden de.
- Hasan Basri Çantay: (57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.
- İbni Kesir: Hazinelerden ve şerefli makamlardan.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (58-59) «Ve hazinelerden ve pürnîmet bir makamdan (mahrum bıraktık).» İşte böyle oldu ve bunları (bu nîmetleri) İsrailoğullarına miras kıldık.
- Tefhim-ul Kuran: Hazinelerden ve soylu makam(lar) dan da.
Resim yüklenemedi.