Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِۦ مَا تَعْبُدُونَ
İz kâle li ebîhi ve kavmihî mâ ta’budûn(ta’budûne).
Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hani
- إِذْ
- demişti
- قَالَ
- ق و ل
- babasına
- لِأَبِيهِ
- ا ب و
- ve kavmine
- وَقَوْمِهِ
- ق و م
- neye?
- مَا
- tapıyorsunuz
- تَعْبُدُونَ
- ع ب د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Hani o, babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
- Diyanet Vakfı: Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O bir vakit babasına ve kavmine: «Siz neye tapıyorsunuz?» dedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hani o, babasına ve kavmine, «Neye tapıyorsunuz?» demişti.
- Ali Fikri Yavuz: Hani o, babasına ve kavmine demişti ki, siz neye tapıyorsunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O bir vakıt babasına ve kavmine: siz neye taparsınız? dedi
- Fizilal-il Kuran: Hani İbrahim, babası ile soydaşlarına, «Neye tapıyorsunuz?» dedi.
- Hasan Basri Çantay: Hani o, babasına ve kavmine: «Siz neye tapıyorsunuz?» demişdi.
- İbni Kesir: Hani babasına ve kavmine: Nelere tapıyorsunuz? demişti.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Neye ibadet ediyorsunuz?»
- Tefhim-ul Kuran: Hani, babasına ve kavmine: «Siz neye kulluk ediyorsunuz?» demişti.
Resim yüklenemedi.