Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلْأَقْدَمُونَ
Entum ve âbâukumul akdemûn(akdemûne).
(75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- siz
- أَنْتُمْ
- ve atalarınız
- وَابَاؤُكُمُ
- ا ب و
- eski
- الْأَقْدَمُونَ
- ق د م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”
- Diyanet Vakfı: (75-76) İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): (75-76) (İbrahim) dedi ki: «Siz ve sizden önceki atalarınızın neye taptıklarını şimdi gördünüz?
- Elmalılı Hamdi Yazır: (75-76) İbrahim dedi ki: «İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?»
- Ali Fikri Yavuz: (75-76) İbrahim şöyle dedi: “- Şimdi gördünüz mü, o sizin ve geçen atalarınızın taptıklarını?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): (76-77) Hep onlar benim düşmanım ancak o rabbül´âlemîn başka
- Fizilal-il Kuran: Gerek sizin ve gerekse eski atalarınızın.
- Hasan Basri Çantay: (75-76) (İbrâhîm): «Şimdi gördünüz mü, dedi, gerek sizin, gerek daha evvelki atalarınızın neye tapmakda olduğunuzu»?
- İbni Kesir: Siz ve geçmiş atalarınız?
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Sizin ve eski atalarınızın?»
- Tefhim-ul Kuran: «Hem siz, hem de eski atalarınız?»
Resim yüklenemedi.