Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
İnne fî zâlike le âyeh(âyeten), ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).
Şüphesiz bunlarda (Allah’ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şüphesiz
- إِنَّ
- vardır
- فِي
- bunda
- ذَٰلِكَ
- bir ibret
- لَايَةً
- ا ي ي
- ama yine
- وَمَا
- değillerdir
- كَانَ
- ك و ن
- çokları
- أَكْثَرُهُمْ
- ك ث ر
- inanıcı
- مُؤْمِنِينَ
- ا م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz bunlarda (Allah’ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.
- Diyanet Vakfı: Şüphesiz bunlarda (Allah´ın kudretine) bir nişâne vardır; ama çoğu iman etmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şüphesiz ki, bunda mutlak bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şüphesiz ki bunda mutlak bir âyet (nişane) vardır; ama onların çoğu iman etmezler.
- Ali Fikri Yavuz: Şüphesiz ki bu nebatları bitirmekte (Allah’ın kudretine, merhamet ve nimetinin genişliğine delâlet eden) bir alâmet vardır. Bununla beraber onların çoğu mümin olmadılar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şübhesiz ki bunda mutlak bir âyet var, hemde ekserîsi mü´min olmadı
- Fizilal-il Kuran: Hiç kuşkusuz bunda, üstün gücümüzü kanıtlayan bir ayet vardır, ama onların çoğu inanmazlar.
- Hasan Basri Çantay: Şübhesiz ki bunlardan (Hakkın kemâl-i kudretine) elbet birer, nişane vardır. (Fakat) onların çoğu îman edici değildirler.
- İbni Kesir: Muhakkak ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü´min olmadılar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı.
- Tefhim-ul Kuran: Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır; ancak onların çoğu mü´min değildirler.
Resim yüklenemedi.