Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱجْعَل لِّى لِسَانَ صِدْقٍ فِى ٱلْءَاخِرِينَ
Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn(âhırîne).
“Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve nasib eyle
- وَاجْعَلْ
- ج ع ل
- bana
- لِي
- dili
- لِسَانَ
- ل س ن
- doğruluk
- صِدْقٍ
- ص د ق
- içinde
- فِي
- sonra gelenler
- الْاخِرِينَ
- ا خ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.”
- Diyanet Vakfı: Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve bana gelecekler içinde güzel bir nam tahsis eyle!
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!»
- Ali Fikri Yavuz: Benden sonra gelecek ümmetler içinde, hayırla anılacak bana güzel bir yad kıl.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve bana sonrakiler içinde bir «lisanı sıdık» tahsıys eyle
- Fizilal-il Kuran: İlerdeki kuşaklar arasında doğruluğun sözcüsü olmamı nasip eyle.
- Hasan Basri Çantay: «(Benden) sonrakiler içinde benim için (bir) lisân-ı sıdk ver».
- İbni Kesir: Ve sonrakiler içinde bana doğru söyler bir dil ihsan et.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve sonrakiler arasında benim için bir yâd-ı cemil nâsip kıl!»
- Tefhim-ul Kuran: «Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver.»