Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا
Fe yezeruhâ kâan safsafâ(safsafen).
“Onların yerlerini dümdüz, boş bir alan hâlinde bırakacaktır.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bırakacaktır
- فَيَذَرُهَا
- و ذ ر
- yerlerini
- قَاعًا
- ق و ع
- boş, dümdüz
- صَفْصَفًا
- ص ف ص ف
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Onların yerlerini dümdüz, boş bir alan hâlinde bırakacaktır.”
- Diyanet Vakfı: Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yerlerini dümdüz bomboş bir halde bırakacak:
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.»
- Ali Fikri Yavuz: Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yerlerini düpedüz bomboş bırakacak
- Fizilal-il Kuran: Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürür.
- Hasan Basri Çantay: «(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».
- İbni Kesir: Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»
- Tefhim-ul Kuran: «Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.»
Resim yüklenemedi.