Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأَنَّكَ لَا تَظْمَؤُا۟ فِيهَا وَلَا تَضْحَىٰ
Ve enneke lâ tazmeu fîhâ ve lâ tadhâ.
“Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve şüphesiz sen
- وَأَنَّكَ
- لَا
- susamayacaksın
- تَظْمَأُ
- ظ م ا
- burada
- فِيهَا
- ve
- وَلَا
- sıcaktan etkilenmeyeceksin
- تَضْحَىٰ
- ض ح و
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.”
- Diyanet Vakfı: Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ve sen orada susamazsın ve güneşte yanmazsın.» dedik.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ve sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın»
- Ali Fikri Yavuz: Ve sen orada susamazsın, güneşte yanmazsın.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve sen orada susamazsın ve Güneşte yanmazsın
- Fizilal-il Kuran: Yine burada susuzluk çekmeyecek, sıcaktan kavrulmayacaksın.
- Hasan Basri Çantay: «Ve sen hakıykaten burada susamayacaksın, Güneş (in sıcağı altında da) kalmayacaksın».
- İbni Kesir: Orada ne susarsın, ne de güneşte yanarsın.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın.»
- Tefhim-ul Kuran: Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da.»
Resim yüklenemedi.