Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَا يَرْقُبُونَ فِى مُؤْمِنٍ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً ۚ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُعْتَدُونَ
Lâ yerkubûne fî mu´minin illen ve lâ zimmeh(zimmeten), ve ulâike humul mu´tedûn(mu´tedûne).
Bir mü’min hakkında ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- لَا
- ne gözetirler
- يَرْقُبُونَ
- ر ق ب
- karşı
- فِي
- bir mü’mine
- مُؤْمِنٍ
- ا م ن
- bir yakınlık
- إِلًّا
- ا ل ل
- ne de
- وَلَا
- bir andlaşma
- ذِمَّةً
- ذ م م
- ve işte
- وَأُولَٰئِكَ
- onlardır
- هُمُ
- saldırganlar
- الْمُعْتَدُونَ
- ع د و
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Bir mü’min hakkında ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir.
- Diyanet Vakfı: Bir mümin hakkında ne ahit tanırlar ne de antlaşma. Çünkü onlar saldırganların kendileridir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir mü´min hakkında ne bir ant, ne de hak gözetirler, onlar, öyle mütecavizlerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bir mümin hakkında ne bir yemin gözetirler, ne de bir antlaşma. Bunlar işte böyle haddi aşan kimselerdir.
- Ali Fikri Yavuz: Bir mümin hakkında ne bir yemîn gözetirler, ne de bir zimmet (sözleşme). İşte bunlar mütecâvizlerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir mü´min hakkında ne bir yemin gözetirler ne bir zimmet, bunlar öyle mütecavizler
- Fizilal-il Kuran: Onlar bir mümine karşı ne and ve ne de yükümlülük gözetirler. Onlar saldırganların ta kendileridirler.
- Hasan Basri Çantay: Onlar bir mü´min hakkında ne bir yemîn, ne de bir vecîbe gözetib tanımazlar. Onlar taşkınların ta kendileridir.
- İbni Kesir: Onlar, hiç bir mü´min hakkında bir vecibe veya yemin gözetmezler. İşte onlar, haddi aşanların kendileridir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (Onlar) Bir mü´min hakkında ne bir yemin ve ne de bir zimmet gözetmezler. Ve işte haddi tecavüz etmiş olanlar, onlardır.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar (hiç) bir mü´mine karşı ne ´akrabalık bağlarını´, ne de ´sözleşme hükümlerini´ gözetip tanırlar. İşte bunlar, haddi aşmakta olanlardır.
Resim yüklenemedi.