Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَّا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ
Lâ yusaddeûne anhâ ve lâ yunzifûn(yunzifûne).
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- لَا
- başları ağrıtmayan
- يُصَدَّعُونَ
- ص د ع
- ondan
- عَنْهَا
- ve
- وَلَا
- akılları gidermeyen
- يُنْزِفُونَ
- ن ز ف
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
- Diyanet Vakfı: Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): bu içkiden ne başları ağrıtılır ne de içtiklerini tüketirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
- Ali Fikri Yavuz: Ondan başları ağrımaz, sarhoş da olmazlar...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ne başları ağrıtılır ondan ne de irer zevâle
- Fizilal-il Kuran: Bu içki ne başlarını ağrıtır, ne de sarhoş eder.
- Hasan Basri Çantay: Ki bundan baş ağrısına uğratılmayacaklar) gibi akılları da giderilmez.
- İbni Kesir: Ondan baş ağrısına uğratılmayacakları gibi, akılları da giderilmez.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (19-20) Onlardan baş ağrısına uğramazlar ve akıllarını da gidermiş olmazlar. Ve (o hizmetçiler) ehl-i Cennet´in ihtiyar ettikleri meyveler ile (dolaşırlar).
- Tefhim-ul Kuran: Ki bundan ne başlarını bir ağrı tutar, ne de kendilerinden geçip akılları çelinir.
Resim yüklenemedi.