Your browser doesn’t support HTML5 audio
عُرُبًا أَتْرَابًا
Uruben etrâbâ(etrâben).
(36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sevgililer
- عُرُبًا
- ع ر ب
- hep yaşıt
- أَتْرَابًا
- ت ر ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (36-38) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
- Diyanet Vakfı: (36-37) Onları, eşlerine düşkün ve yaşıt bâkireler kıldık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): kocalarını çok seven aynı yaşta,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hep yaşıt sevgililer,
- Ali Fikri Yavuz: Kocalarına âşık yaşıtlar yaptık;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): (36-37) Kılmışızdır bir yaşıd ebkâr-i şeyda
- Fizilal-il Kuran: Eşlerine aşık ve onlarla aynı yaşta,
- Hasan Basri Çantay: (36-37) kız oğlan kızlar, zevcelerine sevgi ile düşkün, hep bir yaşıt yapdık,
- İbni Kesir: Eşlerine düşkün hep bir yaşıtlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (36-37) İşte onları bakireler kıldık. Kocalarına düşkün, hep bir yaşıt yaptık.
- Tefhim-ul Kuran: Eşlerine sevgiyle tutkun (ve) hep yaşıt,
Resim yüklenemedi.