Your browser doesn’t support HTML5 audio
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا ٱلضَّآلُّونَ ٱلْمُكَذِّبُونَ
Summe innekum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn(mukezzibûne).
(51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sonra
- ثُمَّ
- şüphesiz siz de
- إِنَّكُمْ
- ey
- أَيُّهَا
- sapıklar
- الضَّالُّونَ
- ض ل ل
- yalanlayıcılar
- الْمُكَذِّبُونَ
- ك ذ ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (51-52) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz.
- Diyanet Vakfı: Sonra siz ey sapıklar, yalancılar!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sonra siz, ey sapık inkarcılar,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!
- Ali Fikri Yavuz: Sonra, muhakkak ki siz ey sapkınlar, yalancılar!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sonra siz, ey sapgın münkirler!
- Fizilal-il Kuran: Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar,
- Hasan Basri Çantay: Sonra hakıykaten siz, ey sapkınlar ve tekzîbciler,
- İbni Kesir: Sonra gerçekten siz ey sapıklar, yalanlayıcılar;
- Ömer Nasuhi Bilmen: Sonra şüphe yok ki, sizler ey sapıklar, tekzîp ediciler!
- Tefhim-ul Kuran: Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalancılar,
Resim yüklenemedi.