Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَكَانَتْ هَبَآءً مُّنۢبَثًّا
Fe kânet hebâen mun bessâ(bessen).
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- haline geldiği (zaman)
- فَكَانَتْ
- ك و ن
- toz duman
- هَبَاءً
- ه ب و
- dağılan
- مُنْبَثًّا
- ب ث ث
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
- Diyanet Vakfı: Dağılıp toz duman haline geldiği,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): hepsi dağılıp toz duman haline geldiği,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Dağılıp toz duman haline geldiği
- Ali Fikri Yavuz: Artık her şey etrafa dağılan toz duman olmuştur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu
- Fizilal-il Kuran: Toz halinde boşluğa dağıldığı zaman.
- Hasan Basri Çantay: derken (hepsi de) dağılmış, toz haaline gelmişdir.
- İbni Kesir: Dağılmış toz haline geldiği zaman;
- Ömer Nasuhi Bilmen: (4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir.
- Tefhim-ul Kuran: Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu.
Resim yüklenemedi.