Your browser doesn’t support HTML5 audio
بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ
Bel nahnu mahrûmûn(mahrûmûne).
“Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- doğrusu
- بَلْ
- biz
- نَحْنُ
- yoksun bırakıldık
- مَحْرُومُونَ
- ح ر م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”
- Diyanet Vakfı: Daha doğrusu, biz yoksul kaldık» (derdiniz).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): doğrusu büsbütün mahrum olduk!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Doğrusu, biz yoksul bırakıldık» (derdiniz).
- Ali Fikri Yavuz: Daha doğrusu (beklediğimiz mahsule karşılık) büsbütün mahrumuz.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!..
- Fizilal-il Kuran: Daha doğrusu her şeyimizi kaybettik.
- Hasan Basri Çantay: «Daha doğrusu biz (umduğumuzdan) mahrum kalmışlarız».
- İbni Kesir: Daha doğrusu biz mahrumlarız.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (66-68) «Şüphe yok ki, biz çok ziyana uğramışlarız (derdiniz). Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» Şimdi gördünüz mü, içer olduğunuz suyu?
- Tefhim-ul Kuran: «Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık.»
Resim yüklenemedi.