Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ
Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneti.
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- adamları
- فَأَصْحَابُ
- ص ح ب
- sağın
- الْمَيْمَنَةِ
- ي م ن
- ne (kutludurlar)
- مَا
- adamları
- أَصْحَابُ
- ص ح ب
- sağın
- الْمَيْمَنَةِ
- ي م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!
- Diyanet Vakfı: Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ki, sağda sağın adamları, ne mutludur onlar!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar!
- Ali Fikri Yavuz: Sağcılar (amel defterleri sağ ellerine verilenler), o sağcılar ne mutludurlar!...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ki sağda «Ashab-ı Meymene»: Ne «Ashab-ı Meymene!»
- Fizilal-il Kuran: Defterleri sağdan verilenler. Ne mutlu onlara!
- Hasan Basri Çantay: Sağcılar (a gelince:) O sağcılar ne (mutlu) durlar!
- İbni Kesir: Sağcılar; o sağcılar ne mutludurlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş´emedir, nedir Ashâb-ı Meş´eme?
- Tefhim-ul Kuran: İşte o «Ashab-ı Meymene» olanlar, ne (kutlu) «Ashab-ı Meymene»dir.
Resim yüklenemedi.