Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ
Ve entum hîne izin tenzurûn(tenzurûne).
Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve siz de
- وَأَنْتُمْ
- o zaman
- حِينَئِذٍ
- ح ي ن
- bakıp durursunuz
- تَنْظُرُونَ
- ن ظ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.
- Diyanet Vakfı: O vakit siz bakar durursunuz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ki o zaman bakar durursunuz,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.
- Ali Fikri Yavuz: O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): ki siz o vakıt bakar durursunuz
- Fizilal-il Kuran: O sırada sizler gözlerinizi o can çekişen adama dikersiniz.
- Hasan Basri Çantay: o vakit siz görürsünüz!
- İbni Kesir: O vakit görürsünüz siz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz.
- Tefhim-ul Kuran: Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Resim yüklenemedi.