Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلْمُقَرَّبِينَ
Fe emmâ in kâne minel mukarrebîne(mukarrebîne).
(88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ama
- فَأَمَّا
- eğer
- إِنْ
- ise
- كَانَ
- ك و ن
- -dan
- مِنَ
- yaklaştırılanlar-
- الْمُقَرَّبِينَ
- ق ر ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (88-89) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
- Diyanet Vakfı: Fakat (ölen kişi Allah´a) yakın olanlardan ise,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ama o (can çekişen kişi) Allah´a yakın olanlardan ise,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Fakat ölen kişiye gelince, eğer o rahmete yaklaştırılanlardan ise,
- Ali Fikri Yavuz: Amma ölü, hayırda ileri geçenlerden (Mukarrebûn’dan) ise,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Amma o mukarrebînden ise
- Fizilal-il Kuran: Eğer ölmek üzere olan kişi Allah´a yakın olanlardan ise;
- Hasan Basri Çantay: Şimdi, (ölene gelince) eğer o, mukarreblerden ise,
- İbni Kesir: Eğer o kişi gözdelerden ise;
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık (o ölen) eğer mukarreblerden oldu ise,
- Tefhim-ul Kuran: Eğer o (ölecek kişi), yakın kılınan (mukarreb olan)lardan ise,
Resim yüklenemedi.