Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَسَلَٰمٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَٰبِ ٱلْيَمِينِ
Fe selâmun leke min ashâbil yemîn(yemîni).
(90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- selam
- فَسَلَامٌ
- س ل م
- sana
- لَكَ
- -ndan
- مِنْ
- ashabı-
- أَصْحَابِ
- ص ح ب
- sağ
- الْيَمِينِ
- ي م ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.
- Diyanet Vakfı: «Ey sağdaki! Sana selam olsun!»
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): artık selam sana, sağın adamlarından.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «(Ey sağcı), sana sağcılardan selam!»
- Ali Fikri Yavuz: Artık (ey sağcı), sana sağcı kardeşlerinden selâm olsun! (emniyet ve selâmet içindesin.)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): artık selâm sana Eshab-ı Yemîn´den
- Fizilal-il Kuran: Defterlerini sağdan alacak olan arkadaşlarının selâmı var sana.
- Hasan Basri Çantay: Artık sağcılardan selâm sana!
- İbni Kesir: Selem sana sağcılardan.
- Ömer Nasuhi Bilmen: İmdi sana Ashâb-ı Yemîn´den bir selâm (denilecektir).
- Tefhim-ul Kuran: Artık, «Ashab-ı Yemin»den selam sana.
Resim yüklenemedi.