Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِن كَانَتْ إِلَّا صَيْحَةً وَٰحِدَةً فَإِذَا هُمْ خَٰمِدُونَ
İn kânet illâ sayhaten vâhıdetenfe izâ hum hâmidûn(hâmidûne).
Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hayır
- إِنْ
- oldu
- كَانَتْ
- ك و ن
- sadece
- إِلَّا
- korkunç gürültü
- صَيْحَةً
- ص ي ح
- bir tek
- وَاحِدَةً
- و ح د
- hemen
- فَإِذَا
- onlar
- هُمْ
- sönüverdiler
- خَامِدُونَ
- خ م د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
- Diyanet Vakfı: (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O sadece bir sayha (gürültü) oldu; hemen sönüverdiler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.
- Ali Fikri Yavuz: O (helâk edilişlerine sebep) yalnız bir sayha (Cebraîl’in sesi) oldu; hemen sönüverdiler (öldü gittiler).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O yalnız bir sayha oldu derhal sönüverdiler.
- Fizilal-il Kuran: Sadece korkunç bir ses oldu, hemen sönüp gittiler.
- Hasan Basri Çantay: (Onların yakalanması, yahud ukuubeti) birtek sayhadan başka (bir şeyle) değildi. Artık hemen sönü (b gidi) verenler (oldular).
- İbni Kesir: Sadece, bir tek çığlık oldu. Ve onlar hemen sönüp gittiler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O bir sayhadan başka olmadı. O anda onlar hemen sönüvermiş kimseler oldular.
- Tefhim-ul Kuran: (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.
Resim yüklenemedi.