Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِن كُلٌّ لَّمَّا جَمِيعٌ لَّدَيْنَا مُحْضَرُونَ
Ve in kullun lemmâ cemîun ledeynâ muhdarûn(muhdarûne).
Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ancak
- وَإِنْ
- hepsi
- كُلٌّ
- ك ل ل
- zaman
- لَمَّا
- toplandığı
- جَمِيعٌ
- ج م ع
- huzurumuza
- لَدَيْنَا
- getirileceklerdir
- مُحْضَرُونَ
- ح ض ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.
- Diyanet Vakfı: Elbette onların hepsi (kıyamet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ancak hepsi toplanıp, bizim huzurumuza celbedilmişlerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir.
- Ali Fikri Yavuz: (Ümmetlerin) hepsi muhakkak toplanıp huzurumuza getirileceklerdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ancak hepsi toplanıp bizim katımıza ihzar edilmişlerdir
- Fizilal-il Kuran: Hepsi toplandığı zaman huzurumuza getirileceklerdir.
- Hasan Basri Çantay: (Onların) hepsi de, muhakkak, toptan bizim karşımıza ihzaaren getirilmişlerdir (getirileceklerdir).
- İbni Kesir: Hepsi de muhakkak toptan huzurumuza getirileceklerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve hepsi de Bizim indimizde (muhasebe için) mecmuan huzura getirilmişlerdir.
- Tefhim-ul Kuran: Ancak onların hepsi, toplanmış olarak huzurumuza getirilmişlerdir.
Resim yüklenemedi.