Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَأَنِ ٱعْبُدُونِى ۚ هَٰذَا صِرَٰطٌ مُّسْتَقِيمٌ
Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).
(60-61) “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَأَنِ
- bana tapın
- اعْبُدُونِي
- ع ب د
- budur
- هَٰذَا
- yol
- صِرَاطٌ
- ص ر ط
- doğru
- مُسْتَقِيمٌ
- ق و م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (60-61) “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
- Diyanet Vakfı: «Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur» demedim mi?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bana kulluk edin, doğru yol budur, diye.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (60-61) «Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?» (buyurulacak)
- Ali Fikri Yavuz: Bir de bana ibadet edin, doğru yol budur (diye emretmedim mi)?”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): «Ve bana kulluk edin doğru yol budur» diye
- Fizilal-il Kuran: Bana tapın doğru yol budur.
- Hasan Basri Çantay: (60-61) Ey Âdem oğulları, «Şeytana tapmayın. Çünkü o, sizin için (Rabbinizden) ayıran bir düşmandır, Bana ibâdet edin. işte dosdoğru yo! budur» diye size emr etmedim mi? (buyuracak).
- İbni Kesir: Ve; Bana kulluk edersiniz, işte bu, dosdoğru yoldur, diye.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve bana ibadet ediniz. İşte doğru yol budur.
- Tefhim-ul Kuran: «Bana kulluk edin, doğru olan yol budur.»
Resim yüklenemedi.