Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَمَا وَجَدْنَا فِيهَا غَيْرَ بَيْتٍ مِّنَ ٱلْمُسْلِمِينَ
Fe mâ vecednâ fîhâ gayre beytin minel muslimîn(muslimîne).
Zaten orada bir ev halkından başka müslüman bulamadık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- zaten
- فَمَا
- bulmadık
- وَجَدْنَا
- و ج د
- orada
- فِيهَا
- başkasını
- غَيْرَ
- غ ي ر
- bir ev(halkın)dan
- بَيْتٍ
- ب ي ت
- olan
- مِنَ
- müslüman
- الْمُسْلِمِينَ
- س ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Zaten orada bir ev halkından başka müslüman bulamadık.
- Diyanet Vakfı: Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Fakat Biz orada bir evden başka müslüman da bulamadık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Fakat biz orada müslümanlardan bir ev halkından başka kimseyi de bulamadık.
- Ali Fikri Yavuz: Fakat bir evden başka orada müslüman da bulmadık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Fakat bir haneden başka orada Müsliman da bulmadık
- Fizilal-il Kuran: Zaten orada bir ev halkından başka müslüman da bulamadık.
- Hasan Basri Çantay: Fakat orada müslümanlardan bir ev (halkın) dan başkasını da bulmadık.
- İbni Kesir: Zaten orada bir evden başka müslüman bulamadık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (36-37) Fakat orada müslümanlardan bir haneden başka bulmadık. Ve pek acıklı azabtan korkacaklar için orada bir alâmet bıraktık.
- Tefhim-ul Kuran: Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını da bulmadık.
Resim yüklenemedi.