Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَتَرَكْنَا فِيهَآ ءَايَةً لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ
Ve tereknâ fîhâ âyeten lillezîne yahâfûnel azâbel elîm(elîme).
Orada, elem dolu azaptan korkacaklar için bir ibret bıraktık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve bıraktık
- وَتَرَكْنَا
- ت ر ك
- orada
- فِيهَا
- bir ibret
- ايَةً
- ا ي ي
- için
- لِلَّذِينَ
- korkanlar
- يَخَافُونَ
- خ و ف
- azabdan
- الْعَذَابَ
- ع ذ ب
- acıklı
- الْأَلِيمَ
- ا ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Orada, elem dolu azaptan korkacaklar için bir ibret bıraktık.
- Diyanet Vakfı: Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve orada acı bir azaptan korkacak için bir ibret bıraktık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık.
- Ali Fikri Yavuz: Ve öyle acıklı azabdan korkacaklar için orada bir ibret nişanesi bıraktık, (o memleketi harabe ve taş yığını haline getirdik).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve öyle elîm azabdan korkacaklar için orada bir âyet bıraktık
- Fizilal-il Kuran: Acı azabdan korkanlar için orada bir ibret bıraktık.
- Hasan Basri Çantay: (Bununla beraber) orada elem verici azâbdan, korkacaklar için, bir alâmet de bırakdık.
- İbni Kesir: Elim azabdan korkanlar için orada bir ayet bıraktık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (36-37) Fakat orada müslümanlardan bir haneden başka bulmadık. Ve pek acıklı azabtan korkacaklar için orada bir alâmet bıraktık.
- Tefhim-ul Kuran: Ve orada, acıklı bir azabdan korkanlar için bir ayet bıraktık.
Resim yüklenemedi.