Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَفِى مُوسَىٰٓ إِذْ أَرْسَلْنَٰهُ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ بِسُلْطَٰنٍ مُّبِينٍ
Ve fî mûsâ iz erselnâhu ilâ fir’avne bi sultânin mubînin.
Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve (ibret) vardır
- وَفِي
- Musa’da
- مُوسَىٰ
- hani
- إِذْ
- onu göndermiştik
- أَرْسَلْنَاهُ
- ر س ل
- إِلَىٰ
- Fir’avn’e
- فِرْعَوْنَ
- bir delil ile
- بِسُلْطَانٍ
- س ل ط
- açık
- مُبِينٍ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.
- Diyanet Vakfı: Musa´da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun´a göndermiştik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de Musa´da (ibret verici deliller vardır) ki, onu açık bir delille Firavun´a gönderdik de,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Musa´nın kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu apaçık bir delille Firavun´a göndermiştik.
- Ali Fikri Yavuz: Mûsa’da da ibret vardır: Hani onu açık bir mucize ile Firavun’a gönderdik de;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de Musa da: ki onu bir sultan-ı mübîn ile Fir´avne gönderdik de
- Fizilal-il Kuran: Musa´nın başından geçenlerde de ibretler vardır. Onu apaçık bir delille Fir´avn´a gönderdik.
- Hasan Basri Çantay: Musa (nin kıssasın) da da (ibret vardır). Hani onu apaçık bir hüccetle Fir´avne göndermişdik de,
- İbni Kesir: Musa´da da. Hani onu, apaçık bir delille Firavun´a göndermiştik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Mûsa´da da (onun kıssasında da ibret vardır). O vakit ki, O´nu Fir´avun´a apaçık bir bürhan ile gönderdik.
- Tefhim-ul Kuran: Musa (olayın) da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani biz onu açık bir delille Firavun´a göndermiştik;
Resim yüklenemedi.