Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ذَنُوبًا مِّثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَٰبِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ
Fe inne lillezîne zalemû zenûben misle zenûbi ashâbihim fe lâ yesta’cilûni.
Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- muhakkak
- فَإِنَّ
- vardır
- لِلَّذِينَ
- zulmedenlerin
- ظَلَمُوا
- ظ ل م
- bir (azab) payı
- ذَنُوبًا
- ذ ن ب
- gibi
- مِثْلَ
- م ث ل
- payı
- ذَنُوبِ
- ذ ن ب
- arkadaşlarının
- أَصْحَابِهِمْ
- ص ح ب
- o halde
- فَلَا
- acele etmesinler
- يَسْتَعْجِلُونِ
- ع ج ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler.
- Diyanet Vakfı: Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onun için muhakkak o zulmedenlere arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele istemesinler!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şüphesiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır. Ama şimdi onu acele istemesinler.
- Ali Fikri Yavuz: Onun için, muhakkak o zulmedenlere (Mekke kâfirlerine, kendilerinden önceki) arkadaşlarının (azab) payı gibi, bir pay vardır. Şimdi o azabı acele istemesinler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Onun için muhakkak ki o zulm edenlere arkadaşlarının payı gibi dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele etmesinler
- Fizilal-il Kuran: Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azab payı vardır. Acele etmesinler.
- Hasan Basri Çantay: Artık muhakkak ki o zulmedenler için (geçmiş) arkadaşlarının (azâb) hissesi gibi bir nasıyb (-i hüsran) vardır. Şimdi (onu) acele istemesinler.
- İbni Kesir: Muhakkak ki zulmedenlerin, arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır. Acele etmesinler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Şimdi şüphe yok ki, zulmeden kimseler için arkadaşlarının nâsibleri gibi birçok nâsip vardır, artık acele etmesinler.
- Tefhim-ul Kuran: Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler.
Resim yüklenemedi.