Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَزُخْرُفًا ۚ وَإِن كُلُّ ذَٰلِكَ لَمَّا مَتَٰعُ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا ۚ وَٱلْءَاخِرَةُ عِندَ رَبِّكَ لِلْمُتَّقِينَ
Ve zuhrufâ(zuhrufen), ve in kullu zâlike lemmâ metâul hayâtid dunyâ, vel âhiretu inde rabbike lil muttekîn(muttekîne).
(34-35) Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve (nice) süsler
- وَزُخْرُفًا
- ز خ ر ف
- (başka) değil
- وَإِنْ
- bütün
- كُلُّ
- ك ل ل
- bunlar
- ذَٰلِكَ
- sadece
- لَمَّا
- geçici menfaatleridir
- مَتَاعُ
- م ت ع
- hayatının
- الْحَيَاةِ
- ح ي ي
- dünya
- الدُّنْيَا
- د ن و
- ahiret ise
- وَالْاخِرَةُ
- ا خ ر
- katında
- عِنْدَ
- ع ن د
- Rabbinin
- رَبِّكَ
- ر ب ب
- muttakiler içindir
- لِلْمُتَّقِينَ
- و ق ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (34-35) Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır.
- Diyanet Vakfı: Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah´ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): (34-35) Odalarına kapılar; üzerlerine kurulacakları koltuklar, kanepeler, altın´dan süsler yapardık. Doğrusu bütün bunlar dünya hayatının geçici metaı; ahiret ise Rabbin katında takva sahipleri içindir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Daha nice altın ziynetler verirdik. Çünkü bunların bizce hiçbir kıymeti yoktur. Bütün bunlar dünya hayatının geçici menfaatinden başka bir şey değildir. Ahiret ise Rabbin katında takva sahipleri içindir.
- Ali Fikri Yavuz: Onların bu eşyalarını altın yaldızlı ve işlemeli kılardık. Bunların hepsi, ancak dünya hayatının geçici menfaatıdır. Ahiret (cennet) ise, Rabbinin katında, takva sahibleri içindir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve altın ziynetler yapardık ve doğrusu bütün bunlar Dünya hayatın geçici metaı, rabbının ındinde. Âhıret ise korunan müttekîler içindir.
- Fizilal-il Kuran: ve nice süsler verirdik. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir. Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah´ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
- Hasan Basri Çantay: (Onları) altın zînetler (e boğardık). Bunların hepsi dünyâ hayâtının geçici metâından başka şeyler değildir. Âhiret (seâdeti) ise Rabbinin indinde (ancak küfür ve meâsîden) kaçınanlara mahsusdur.
- İbni Kesir: Altına boğardık. Bunların hepsi sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise; Rabbının katında müttakiler içindir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve altun (ziynetler yapardık). Bunların hepsi de dünya hayatının (muvakkat) meta´ından başka değildir. Ahiret ise Rabbinin indinde muttakîler içindir.
- Tefhim-ul Kuran: Ve (daha nice) çekici süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, senin Rabbinin katında muttakiler içindir.
Resim yüklenemedi.