Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَا يَأْتِيهِم مِّن نَّبِىٍّ إِلَّا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ
Ve mâ yetîhim min nebîyin illâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).
(Onlar da) kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَمَا
- onlara gelmezdi
- يَأْتِيهِمْ
- ا ت ي
- hiçbir
- مِنْ
- peygamber
- نَبِيٍّ
- ن ب ا
- إِلَّا
- etmedikleri
- كَانُوا
- ك و ن
- onunla
- بِهِ
- alay
- يَسْتَهْزِئُونَ
- ه ز ا
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (Onlar da) kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
- Diyanet Vakfı: Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): kendilerine hiçbir peygamber gelmiyordu ki, onunla kesinkes eğlenmesinler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Onlara her peygamber geldikçe, muhakkak onunla alay ederlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hiçbir Peygamber de gelmiyordu ki kendilerine onunla mutlak eğlenmesinler.
- Fizilal-il Kuran: Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.
- Hasan Basri Çantay: Onlar da, kendilerine bir peygamber gelmeye dursun, ille onunla istihza ederlerdi.
- İbni Kesir: Kendilerine bir peygamber gelmeyedursun mutlaka onunla alay ederlerdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Onlara bir peygamber gelmiş olmazdı ki, illâ onunla istihzâ eder olmuşlardı.
- Tefhim-ul Kuran: Onlara bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Resim yüklenemedi.