Sâd 2:
Hayır, o küfredenler boş bir gurur ve bir parçalanma içindedirler.
Sâd 3:
Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik de onlar, çığlıklar kopardılar. Halbuki kurtulmak vakti değildi.
Sâd 4:
Küfredenler içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırmışlardı da demişlerdi ki: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır.
Sâd 5:
Tanrıları bir tek tanrı mı kıldı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey.
Sâd 6:
Onların elebaşlarından bir grup; yürüyün ve tanrılarınız üzerinde direnin. Şüphesiz ki bu; sizden istenen bir şeydir, diyerek çıkıp gittiler.
Sâd 7:
Biz, bunu diğer dinde de işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
Sâd 8:
Aramızdan zikir ona mı indirilmiştir? Hayır, onlar zikrimden şüphededirler. Hayır, onlar henüz azabımı tatmamışlardı.
Sâd 9:
Yoksa O Aziz, Vehhab Rabbının rahmet hazineleri onların yanında mıdır?
Sâd 10:
Yahut göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların mülkü onların mıdır? Öyleyse sebeblere tevessül etsinler de yükselsinler bakalım.
Sâd 11:
Onlar, burada derme çatma gruplardan olma bozguna uğratılmış bir ordudur.
Sâd 12:
Onlardan önce, Nuh kavmi, Ad ve kazıklar sahibi Firavun da yalanlamıştı.
Sâd 13:
Semud, Lut kavmi ve Eyke halkı da. İşte onlar, ayrı topluluklardı.
Sâd 14:
Hepsi de peygamberleri yalanladılar. Ve bu yüzden azabı hak ettiler.
Sâd 15:
Bunlar, bir tek çığlık beklemektedirler ki, onun bir an bile gecikmesi yoktur.
Sâd 16:
Ve dediler ki: Rabbımız; hesab gününden önce bizim payımızı çabuklaştırıver.
Sâd 17:
Onların söylediklerine sabret... Ve güçlü kulunuz Davud´u hatırla. Muhakkak ki o, hep Allah´a yönelirdi.
Sâd 18:
Biz, gerçekten dağları onun buyruğuna vermiştik. Sabah ve akşam tesbih ederlerdi.
Sâd 19:
Kuşları da toplu olarak. Her biri ona yönelmişti.
Sâd 20:
Onun mülkünü pekiştirmiş, kendisine hikmet ve kesin söz söyleme hakkı vermiştik.
Sâd 21:
Sana davacıların haberi ulaştı mı? Hani onlar ma´bedin duvarına tırmanmışlardı.
Sâd 22:
Davud´un yanına girmişlerdi de o, kendilerinden ürkmüştü. Demişlerdi ki: Korkma, iki davacı; birimiz birimizin hakkına tecavüz etti. Sen, aramızda hak ile hüküm ver. Ve ondan ayrılma. Bizi, doğru yolun ortasına ilet.
Sâd 23:
Gerçekten bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz dişi koyunu, benim de bir tek dişi koyunum var. Onu bana ver, dedi ve söyleşmede beni yendi.
Sâd 24:
O da dedi ki: Senin dişi koyununu, kendi dişi koyunlarına katmak için istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu ortakçıların çoğu birbirinin hakkına tecavüz eder. Ancak inanmış olup salih ameller işleyenler müstesnadır. Ama onlar pek azdır. Davud, kendisini imtihan ettiğimizi zannederek Rabbından mağfiret diledi. Rukua kapanarak Allah´a yöneldi.
Sâd 25:
Bunun üzerine Biz de onu bağışladık. Onun için şüphesiz ki katımızda yüksek bir makam ve güzel bir sonuç vardır.
Sâd 26:
Ey Davud; seni gerçekten yeryüzüne halife kıldık. O halde insanlar arasında hak ile hükmet. Heveslere uyma ki bu, seni Allah´ın yolundan saptırır. Şüphesiz ki Allah´ın yolundan sapanlara; onlara hesab gününü unuttuklarından ötürü, şiddetli bir azab vardır.
Sâd 27:
Biz; göğü, yeryüzünü ve ikisinin arasında bulunanları boşuna yaratmadık. Bu, küfretmiş olanların zannıdır. Vay o küfretmiş olanlara, cehennem ateşinden.
Sâd 28:
Yoksa Biz; iman etmiş ve salih amel işlemiş olanları, yeryüzünde bozgunculuk edenler gibi mi kılarız? Yoksa Biz; muttakileri, facirler gibi mi tutarız?
Sâd 29:
Ayetlerini düşünsünler ve akıl sahibi olanlar öğüt alsınlar diye, sana mübarek bir kitab indirdik.
Sâd 30:
Davud´a da Süleyman´ı lutfettik. O ne güzel bir kuldu ve muhakkak ki o, Allah´a yönelirdi.
Sâd 31:
Hani ona bir akşam, çalımlı ve cins koşu atları sunulmuştu.
Sâd 32:
Demişti ki: Doğrusu ben, Rabbımı zikretmek için mal sevgisine düştüm. Nihayet perdenin arkasına gizlenmişti.
Sâd 33:
Onları bana geri getirin, dedi, bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.
Sâd 34:
Andolsun ki; Biz, Süleyman´ı denemiştik. Tahtının üstüne bir ceset attık. Sonra eski haline döndü.
Sâd 35:
Dedi ki: Rabbım; bağışla beni. Ve bana öyle bir mülk ver ki; benden sonra hiç bir kimse ulaşamasın. Muhakkak ki en çok bağışta bulunan Sensin, Sen.
Sâd 36:
Bunun üzerine Biz de rüzgarı emrine verdik. Emri ile istediği yere kolayca giderdi.
Sâd 37:
Şeytanları da. Her bina ustasını ve dalgıcı da.