Müddessir Suresi Türkçe Meali
Müddessir 1:
Ey (elbisesine) bürünen Peygamber!
Müddessir 2:
Kalk da (kavmini Allah’ın azabı ile) korkut; (iman etmezlerse azaba uğrıyacaklarını kendilerine haber ver).
Müddessir 3:
Rabbini yücelt, (O’nu tenzîh et).
Müddessir 4:
Elbiseni de (daima) temiz tut.
Müddessir 5:
Azaba vesile olan şeyleri terkde sebat et.
Müddessir 6:
Az bir şey verib karşılığında çok şey isteme.
Müddessir 7:
Rabbinin rızası için sabret.
Müddessir 8:
O Sûr’a üfürüldüğü zaman,
Müddessir 9:
İşte o kıyâmet vakti çok şiddetli bir gündür;
Müddessir 10:
kâfirlere hiç kolay değildir.
Müddessir 11:
(Mal ve evlâdsız olarak) tek başına yarattığım o kâfiri (Velid İbni Muğîre’yi) bana bırak.
Müddessir 12:
(Çırılçıplak yarattığım) bu adama da (sonra) uzun boylu mal verdim.
Müddessir 13:
Hem (kendisi ile) hazır bulunan oğullar...
Müddessir 14:
Ona nimet döşedim de döşedim...
Müddessir 15:
Sonra da arzu eder ki, daha artırayım.
Müddessir 16:
Hayır, (istediğine kavuşamaz) çünkü o, ayetlerimize karşı bir inkârcı idi.
Müddessir 17:
Muhakkak ben, onu, meşakkatli bir azaba sardıracağım.
Müddessir 18:
Çünkü o (Velid İbni Muğire), kendi kendine bir düşündü ve (zannınca peygambere söyliyecek sözünü) uydurub kurdu.
Müddessir 19:
Kahrolası ne biçim (söz) uydurdu!... (Peygambere nasıl sihirbaz dedi!...)
Müddessir 20:
Sonra kahrolası ne biçim (söz) uydurdu!...
Müddessir 21:
Sonra (döndü insanların yüzüne) baktı.
Müddessir 22:
Sonra (söyliyecek söz bulamadığından) suratını astı ve kaşlarını çattı.
Müddessir 23:
Nihayet (Peygambere ve ashabına) arka çevirdi ve kibirlendi de;
Müddessir 24:
Şöyle dedi: “- Bu ancak (başka sihirbazdan) öğrenilen bir sihirdir.
Müddessir 25:
Muhakkak bu (kimsenin söylediği söz), bir insan sözüdür.”
Müddessir 26:
Ben de muhakkak onu (Velid İbni Muğîre’yi) cehenneme sokacağım.
Müddessir 27:
Hem (Ey Rasûlüm) bilir misin, nedir o cehennem!...
Müddessir 28:
(İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz.
Müddessir 29:
O cehennem, insanları yakıb kavurandır.
Müddessir 30:
Üzerinde ondokuz melek var.
Müddessir 31:
Biz o ateşin muhafızlarını hep meleklerden ibaret kıldık. Sayılarını da ancak kâfir olanlar için bir fitne yaptık, (zira on dokuz meleği azımsayarak onları helâk edebileceklerini sandılar); kendilerine kitab verilenler de Kur’an’ın hak olduğuna inansınlar; (çünkü onların kitablarında da bu meleklerin sayısı on dokuzdur); müminlerin de imanlarını artırsın. Kendilerine kitab verilenlerle müminler (böylece) şüpheye düşmesinler. Kalblerinde bir maraz (nifak) bulunanlarla kâfirler de şöyle desin: “- Allah bu sayı ile beraber hangi şeyi murad etmiştir? İşte Allah dilediğini böyle şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını da ancak kendisi bilir. O cehennem de insanlar için ancak bir öğüddür.
Müddessir 32:
Hayır, onlar öğüd almazlar! Kamer hakkı için,
Müddessir 33:
Dönüb geldiği zaman, o gece hakkı için,
Müddessir 34:
Ağardığı sıra o sabah hakkı için,
Müddessir 35:
Muhakkak o cehennem, büyük belâlardan biridir;
Müddessir 36:
Kocundurmak için insanları,
Müddessir 37:
İçinizden (hayırda) ileri gitmek, yahud geri kalmak istiyenleri...
Müddessir 38:
Herkes kazandığına karşılık bir rehinedir; (hesabını doğru vermekle ancak kendisini kurtarabilir).
Müddessir 39:
Ancak sağcılar (kitabları sağ ellerine verilenler),
Müddessir 40:
Cennetlerdedirler; sorarlar.
Müddessir 41:
Mücrimlerden;
Müddessir 42:
“-Sizi cehenneme sokan nedir?”
Müddessir 43:
Onlar şöyle derler: “- Biz namaz kılanlardan değildik,
Müddessir 44:
Yoksula yedirmezdik,
Müddessir 45:
Batıla dalanlarla beraber dalıyorduk,
Müddessir 46:
Hesab gününü de yalan sayardık.
Müddessir 47:
Nihayet bize ölüm gelib çattı.”
Müddessir 48:
Fakat (o vakit) şefaatçilerin şefaatı onlara fayda vermez.
Müddessir 49:
Böyle iken onlara (Mekke halkına) ne oluyor ki, Kur’an’dan yüz çeviriyorlar.
Müddessir 50:
Sanki ürkmüş yaban eşekleri;
Müddessir 51:
Aslandan kaçmaktalar...
Müddessir 52:
Doğrusu, onlardan her biri (Allah tarafından) kendisine okuyacak olduğu ayrı kitablar dağıtılmasını istiyor, (ki orada peygambere iman etmek gerektiğine dair Allah’ın emrini bulsun).
Müddessir 53:
Hayır, (onlara bu istedikleri verilmez), hakikat şu ki, onlar ahiretten korkmazlar.
Müddessir 54:
Hayır, zannettikleri gibi değil, Muhakkak O Kur’an (Allah’dan) bir öğüddür.
Müddessir 55:
Artık dileyen kimse ondan öğüd alır.
Müddessir 56:
Bununla beraber Allah dilemeyince öğüd almazlar; koruyacak da O’dur, bağışlayacak da O...
Sistemli Evden Eve Taşımacılık
Wholesale B2B Marketplaces