Kalem 37:
Yoksa size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz?
Kalem 38:
O kitapta, «beğendiğiniz her şey sizindir» diye mi yazılı?
Kalem 39:
Yoksa, «ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Kalem 40:
Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi?
Kalem 41:
Yoksa ortakları mı var onların? Doğru iseler ortaklarını getirsinler.
Kalem 42:
O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
Kalem 43:
Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
Kalem 44:
Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
Kalem 45:
Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.
Kalem 46:
Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Kalem 47:
Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
Kalem 48:
Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma. Hani o öfkeye boğulmuş da nida etmişti.
Kalem 49:
Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
Kalem 50:
Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.
Kalem 51:
O kafirler Kur´ân´ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar «o bir deli» diyorlar.