وَدَاوُۥدَ
وَسُلَيْمَٰنَ
إِذْ
يَحْكُمَانِ
فِى
ٱلْحَرْثِ
إِذْ
نَفَشَتْ
فِيهِ
غَنَمُ
ٱلْقَوْمِ
وَكُنَّا
لِحُكْمِهِمْ
شَٰهِدِينَ
Ali Fikri Yavuz:
Davud’u ve Süleyman’ı da hatırla. Hani onlar, ekin hakkında hüküm veriyorlardı. O vakit geceleyin, bir kavmin davarı ekin tarlasına yayılmıştı (zarar vermişti). Biz de onların verdiği hükme şahitler idik. (Rivayet edildiğine göre, bir adamın koyunları, gece vakti bir çiftçinin ekin tarlasına girmişler ve ekinleri ile bağlarını helâk etmişler. Nihayet, çiftçi zarar talebi ile Hz. Davud’un huzurunda koyun sahibi aleyhine dâva açmış. Zararın kıymeti, koyunların kıymetine denk geldiğinden, Davud A.S. koyunların ekin sahibine verilmesini emretti. Onbir yaşında olan oğlu Süleyman A.S. ise, ekin tarlasını, eski haline gelinceye kadar koyun sahibine vermeyi ve bu müddet içerisinde koyunların sütü ile yünlerinden istifade etmek üzere, koyunları da ekin sahibine vermeyi uygun buldu.)
Sistemli Evden Eve Taşımacılık