فَإِذَا
لَقِيتُمُ
ٱلَّذِينَ
كَفَرُوا۟
فَضَرْبَ
ٱلرِّقَابِ
حَتَّىٰٓ
إِذَآ
أَثْخَنتُمُوهُمْ
فَشُدُّوا۟
ٱلْوَثَاقَ
فَإِمَّا
مَنًّۢا
بَعْدُ
وَإِمَّا
فِدَآءً
حَتَّىٰ
تَضَعَ
ٱلْحَرْبُ
أَوْزَارَهَا
ۚ
ذَٰلِكَ
وَلَوْ
يَشَآءُ
ٱللَّهُ
لَٱنتَصَرَ
مِنْهُمْ
وَلَٰكِن
لِّيَبْلُوَا۟
بَعْضَكُم
بِبَعْضٍ
ۗ
وَٱلَّذِينَ
قُتِلُوا۟
فِى
سَبِيلِ
ٱللَّهِ
فَلَن
يُضِلَّ
أَعْمَٰلَهُمْ
Ali Fikri Yavuz:
O’nun için, kâfirlerle muharebede karşılaştığınız zaman, hemen boyunlarını vurun; nihayet onları mağlûb ve perişan bir hale getirdiğiniz zaman, bağı sağlam bağlayın (esir alın ve onları sağlam tutun). Sonra da ya lutfedib (esirleri) salıverirsiniz, yahud (geri vereceğiniz esirler karşılığında) fidye alırsınız. (İsterseniz esirleri meccanen serbest bırakırsınız, isterseniz kendi esirlerinizle değiştirir ve onlara karşılık mal ve para alırsınız. Bunda muhayyersiniz). Harb, ağırlıklarını (silâh ve levazımatını) bırakıncaya (kâfirler, şirk ve isyanlarını terk edinciye) kadar, (öldürülürler, onlara yapılacak iş) budur. Allah dileseydi, o kâfirlerden (savaş yapmaksızın) intikamını alırdı. Fakat sizi birbirinizle imtihan etmek için (size savaşı emrediyor). Allah yolunda öldürülenlere gelince; onların amellerini Allah asla boşa çıkarmaz:
Sistemli Evden Eve Taşımacılık