وَشَرَوْهُ
بِثَمَنٍۭ
بَخْسٍ
دَرَٰهِمَ
مَعْدُودَةٍ
وَكَانُوا۟
فِيهِ
مِنَ
ٱلزَّٰهِدِينَ
Ali Fikri Yavuz:
(Yûsuf’u takip eden kardeşleri işin farkına varınca, “bu bizim kaçak kölemizdir” diye) onu değersiz bir fiat ile, birkaç dirheme (kafileye) sattılar. (onu uzaklaştırmak için) hakkında rağbetsiz bulunuyorlardı. (Yûsuf’a kıymet biçmiyorlardı.)