Muhammed 1:
Onlar ki küfretmekte ve Allah yolundan yüz çevirmektedirler, Allah amellerini boşa gidermektedir
Muhammed 2:
Ve onlar ki iyman etmekte ve salih salih ameller işlemekte ve Muhammede indirilene iyman eylemektedirler -ki rablarından gelen hak da odur- taraflarından kabâhatlerini örtmekte ve hal-ü şanlarını düzeltmektedir
Muhammed 3:
Bunun sebebi çünkü küfredenler kendilerini bâtıla uydurmakta, iyman edenler ise rablarından gelen hakka uymaktadırlar, işte Allah insanlara kılıklarını böyle tanıtır
Muhammed 4:
Onun için küfredenlerle muharebeye tutuştunuz mu hemen boyunlarını vurmaya bakın, tâ kuvvetlerini derinden kırıp tepeleyinceye kadar, o vakıt da bağı sıkı basın, ondan sonra da ya azâd ya fidye, ta harb ağırlıklarını atana kadar, bu böyle, gerçi Allah dilese elbette onlardan öç alıverir ve lâkin sizi yekdiğerinizle imtihan edecek; Allah yolunda katledilenlere gelince amellerini aslâ boşa gidermez.
Muhammed 5:
İleride onları muradlarına irdirir, ruhlarını şâd eder
Muhammed 6:
Ve kendilerini Cennete koyar, onu onlar için güzel kokularla donatmaktadır
Muhammed 7:
Ey o bütün iyman edenler! Eğer siz Allaha yardım ederseniz o size nusrat verir ve ayaklarınızı kaydırmaz
Muhammed 8:
Küfredenler ise yıkım onlara ne yapacaklarını şaşırtmaktadır
Muhammed 9:
Öyle, çünkü onlar Allahın indirdiğini hoşlanmamışlardır, o da onların bütün amellerini heder etmektedir
Muhammed 10:
Ya Yer yüzünde bir gezmediler mi? Baksalar a kendilerinden evvelkilerin akıbetleri ne olmuş? Allah üzerlerinden tedmir eylemiş, o kâfirlere de öylesi yaraşır
Muhammed 11:
Öyle, çünkü Allah iyman edenlerin mevlâsıdır, kâfirlere gelince onlar için mevlâ yoktur.
Muhammed 12:
Muhakkak ki Allah iyman edip salih salih ameller işliyenleri altlarından ırmaklar akar Cennetlere koyacaktır, küfredenler ise zevketmeğe bakarlar ve hayvanlar gibi yerler içerler, halbuki ateş ikametgâhı onların
Muhammed 13:
Seni çıkaran karyenden daha kuvvetli ne karyeler vardı ki biz onları helâk ettik de onları kurtaran yok
Muhammed 14:
Şimdi rabbından bir beyyine üzerinde bulunan kimse, hiç o kötü ameli kendine süslü gösterilmiş de hevâ ve hevesleri ardına düşmüş kimselere benzer mi?
Muhammed 15:
Korunanlara va´dolunan Cennetin temsili: Onda ırmaklar var bir sudan ki bozulması yok, ırmaklar var bir südden ki tadı değişmez, ırmaklar var bir şarabdan ki içenlere lezzet, ırmaklar var bir baldan ki safi süzme, hem onlara semerelerini (hasılâtın) her türlüsünden var, hem de Rablarından bir mağfiret var. Hiç bunlar o ateşte muhalled olan ve kaynar bir mayi´den sulanıp da bağırsaklarını parçalamakta bulunan kimselere benzer mi?
Muhammed 16:
Onlardan seni dinlemeğe gelen de var, hattâ yanından çıktıklarında kendilerine ılim verilmiş olanlara derler ki: «o, demin ne söyledi?» Bunlar öyle kimselerdir ki Allah kalblerini tab´etmiştir de hep hevaları ardına düşmektedirler
Muhammed 17:
Hidâyeti kabul edenlere gelince Allah onların muvaffakıyyetlerini artırmakta ve kendilerine (takvalarını) korunmalıklarını vermektedir
Muhammed 18:
Artık onlar yalnız o saate, onun birdenbire kendilerine gelivermesine bakıyorlar, çünkü işte alâmetleri geldi, fakat o başlarına geldiği vakıt anlamaları kendilerine ne faide verir?
Muhammed 19:
Şimdi bunu bil ki «başka tanrı yok ancak bir Allah», bil de günahına ve mü´minîn-ü mü´minata istiğfar eyle, Allah dolaştığınız yeri de bilir durduğunuz yeri de
Muhammed 20:
İyman edenler «bir Sûre indirilseydi» diyorlar, derken muhkem bir Sûre indirilip onda kıtâl zikredilince kalblerinde bir maraz bulunanları görüyorsun sana öyle bir bakış bakıyorlar ki; tıpkı ölümden baygınlık gelmiş kimsenin bakışı, o da onlara pek yakındır
Muhammed 21:
Fakat bir tâat ve bir güzel söz, sonra emir kat´ıyyet kesbedince Allaha sadakat etselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu
Muhammed 22:
Nasıl döner de Arzı fesâda verir ve rahimlerinizi doğratabilir misiniz?
Muhammed 23:
Öyleler o kimselerdir ki Allah onları la´netlemiş de duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir
Muhammed 24:
Öyle olmasa Kur´anı bir tedebbür etmezler mi? Yoksa kalbler üzerinde üst üste kilitleri mi var?
Muhammed 25:
Haberiniz olsun ki o kendilerine hak tebeyyün ettikten sonra gerisin geri irtidâda doğru gidenlere Şeytan fit vermiş ve kendilerini uzun uzun emellere düşürmüştür
Muhammed 26:
Öyle, çünkü bunlar Allahın indirdiğini hoşlanmıyanlara demişlerdir ki: biz, size bazı emirde itaat edeceğiz, Allah ise onların o gizli konuşmalarını bilip duruyor
Muhammed 27:
O halde Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken nasıl olacak bakalım
Muhammed 28:
Öyle, çünkü onlar Allahın hışmına sebeb olan şeylerin ardına düştüler de onun rıdvanını istemediler, o da onların bütün amellerini heder etmiştir
Muhammed 29:
Yoksa o kalblerinde bir maraz bulunanlar, Allah kendilerinin kinlerini asla meydana çıkarmaz mı sandılar?
Muhammed 30:
Dilesek biz onları sana gösteriverirdik de kendilerini bütün sîmâlarıyle tanırdın ve her halde sen onları lakırdılarının edasından tanırsın, Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir
Muhammed 31:
Celalım hakkı için sizi imtihana sokacağız, tâ ki içinizden mücahidleri ve sabredenleri belli edelim ve haberlerinizi imtihan meydanlarına nümune yapalım
Muhammed 32:
Haberiniz olsun ki o küfredip Allah yolundan men eyliyen ve hak kendilerine tebeyyün ettikten sonra Peygambere karşı gelenler hiçbir zaman Allaha zerrece bir zarar edecek değiller, o onların amellerini heder edecektir
Muhammed 33:
Ey o bütün iyman edenler! Allaha itaat edin ve Resule itaat edin de amellerinizi ibtal eylemeyin
Muhammed 34:
Haberiniz olsun ki küfredip Allah yolundan sapan sonra da kâfir oldukları halde ölenleri Allah hiçbir zaman mağfiret buyurmaz.
Muhammed 35:
Onun için gevşeklik etmeyin de sizler daha üstün olacak iken sulha yalvarmayın, Allah sizinledir ve asla sizin amellerinize kıymaz
Muhammed 36:
Dünya hayat bir oyun ve eğlenceden ıbârettir, halbuki siz iyman eder de iyi korunursanız size hem ecirlerinizi verir hem de sizden bütün mallarınızı istemez
Muhammed 37:
Eğer sizden onların hepsini ister de sizi çıplak bırakacak olursa buhl eder dayatırsınız, bütün kînlerinizi de meydana çıkarır
Muhammed 38:
İşte siz şunlarsınız: Allah yolunda infak etmeğe (ıktıza eden masrafı vermeğe) da´vet olunuyorsunuz da yine içinizden kimisi kıskanıyor, halbuki kim kıskanırsa kendine kıskanmış olur, Allah ganî, fukara sizsiniz (ihtiyac sizin) ve eğer tersine giderseniz başka bir kavmı tutar yerinize getirir sonra onlar sizin gibi olmazlar