Ahzab Suresi Türkçe Meali
Ahzab 1:
Ey Peygamber! Allah´tan kork, kafirlere ve münafıklara itaat etme. Şüphesiz, Allah her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.
Ahzab 2:
Sana Rabbin tarafından vahyedilen kitaba uy; şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Ahzab 3:
Allah´a güven, dost ve dayanak olarak Allah yeter.
Ahzab 4:
Allah bir insanın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmadığı gibi zihar yaptığınız (sen bana anamın sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin anneleriniz yapmadı ve evlatlıklarınızı da öz oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir.
Ahzab 5:
Evlatlıkları öz babalarına nisbet ederek çağırın, bu Allah katında en doğru olanıdır. Şayet öz babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak yaptığınızda size bir günah yok, fakat kalbinizin bile bile yaptığınızda günah vardır. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ahzab 6:
Peygamber mü´minlere canlarından ileridir. O´nun eşleri de mü´minlerin anneleridir. Akraba olanlar miras hususunda Allah´ın kitabına göre birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakındır. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet bunun dışındadır. Bunlar kitapta yazılmıştır.
Ahzab 7:
Hani «biz Peygamberlerden söz almıştık, senden, Nuh´tan, İbrahim´den, Musa´dan ve Meryem oğlu İsa´dan, pek sağlam bir söz aldık.»
Ahzab 8:
Allah, doğrulardan doğruluklarını sormak ve kafirlere can yakıcı azap hazırlamak için bunu yapmıştır.
Ahzab 9:
Ey mü´minler! Allah´ın size yönelik nimetini hatırlayın, bir zaman üzerinize ordular gelmişti de, biz onların üzerine rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görüyordu.
Ahzab 10:
Onlar size yukarınızdan ve aşağınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler ağızlara gelmişti. Allah hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz.
Ahzab 11:
İşte orada mü´minler denenmiş, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.
Ahzab 12:
Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler: «Allah ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu» diyorlardı.
Ahzab 13:
Onlardan bir grup ta demişti ki; «Ey Medine halkı, artık tutunacak yeriniz yok, geri dönün!» Onlardan bir topluluk da «Evlerimiz düşmana açıktır» diye izin istemişlerdi. Oysa onların evleri düşmana açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.
Ahzab 14:
Eğer Medine´nin etrafından üzerlerine saldırılsaydı, sonra da kendilerinden dinlerinden dönmeleri istense, çok azı hariç hemen dinlerinden dönerlerdi.
Ahzab 15:
Oysa arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair Allah´a söz vermişlerdi. Allah´a verilen sözden sorumluydular.
Ahzab 16:
De ki: «Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size fayda vermez. Kaçsanız bile az zaman yaşatılırsınız.»
Ahzab 17:
De ki: «Allah size bir kötülük dilerse veya bir rahmet isterse, O´na karşı kim sizi koruyabilir? Allah´tan başka dost ve yardımcı bulamazsınız.»
Ahzab 18:
Allah içinizde savaştan alıkoyanları ve kardeşlerine «Bize gelin zorlanmadıkça savaşmayın» diyenleri gerçekten bilir. Zaten bunlardan pek azı savaşa gelir.
Ahzab 19:
Geldikleri zaman da size karşı çok hassastırlar, size yardım etmek istemezler. Ancak savaşta bir korku gelince, onların üzerine ölüm baygınlığı çökmüş insan gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidip te sıra ganimetleri paylaşmaya gelince, mala düşkünlük göstererek, sizi sivri dilleriyle incitirler. Onlar inanmamışlar, bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır. Bu Allah´a göre kolaydır.
Ahzab 20:
Bunlar, düşman birliklerinin (Medine´den) gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalardı, kendilerini çölde bedevilerin yanında bulunup, sadece sizin haberlerini sormayı dilerlerdi. İçinizde olsalardı, pek azı savaşırlardı.
Ahzab 21:
Andolsun ki, Allah´ın elçisinde sizin için, Allah´a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah´ı çok anan kimseler için en güzel bir örnek vardır.
Ahzab 22:
Mü´minler düşman ordularını gördükleri zaman; «Bu Allah´ın ve Resulünün bize vaad ettiği zaferdir. Allah ve Resulü doğru söylemiştir» dediler. Bu, onların sadece imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı.
Ahzab 23:
Mü´minler arasında öyleleri var ki, Allah´a verdikleri sözde dururlar. Kimileri sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimileri de şehitlik beklemektedir. Onlar hiç sözlerini değiştirmediler.
Ahzab 24:
Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; münafıkları da dilerse azaplandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ahzab 25:
Âllah, o kafirleri hiçbir şey elde edemeden öfkeleriyle geri çevirdi. Allah´ın yardımı savaşta mü´minlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.
Ahzab 26:
Allah, kitap ehlinden onlara yardım eden Kureyze yahudilerini de kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü. Onlardan bir kısmını öldürüyorsunuz, bir kısmını da esir alıyordunuz.
Ahzab 27:
Topraklarını, evlerini, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah´ın gücü her şeye yeter.
Ahzab 28:
Ey Peygamber! Eşlerine söyle: Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız gelin size boşanma bedelinizi vereyim ve güzellikle salıvereyim.»
Ahzab 29:
Eğer Allah´ın Peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük mükâfat hazırlamıştır.
Ahzab 30:
Ey Peygamber hanımları! Sizden kim açık bir edepsizlik yaparsa, onun azabı iki kat olur. Bu Allah´a kolaydır.
Ahzab 31:
Fakat sizden kim Allah´a ve Resulüne uymaya devam eder ve yararlı iş yaparsa ona da mükafatı iki kat veririz ve cennette onun için bol bir rızık hazırlamışızdır.
Ahzab 32:
Ey Peygamber hanımları! Eğer Allah´tan sakınıyorsanız sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Sözü yumuşak, tatlı bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse kötü şeyler ümit etmesin, daima ciddi ve ağır başlı söz söyleyin.
Ahzab 33:
Evlerinizde oturun, ilk cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçılması gibi açılıp saçılmayın. Namaz kılın, zekat verin, Allah´a ve Peygamberine itaat edin. Ey ehl- i beyt (Ey Peygamberin ev halkı) şüphesiz Allah sizden pisliği giderip sizi tertemiz yapmak ister.
Ahzab 34:
Evlerinizde okunan Allah´ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın, şüphesiz Allah latiftir, her şeyden haberdardır.
Ahzab 35:
Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü´min erkekler ve mü´min kadınlar, boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah´ı çok anan erkekler ve Allah´ı çok anan kadınlar; işte Allah bunlar için bağış ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Ahzab 36:
Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah´a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Ahzab 37:
Ey Muhammed! Allah´ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye, eşini bırakma, Allah´tan sakın diyor, Allah´ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun; oysa Allah´tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kesince onu seninle evlendirdik ki evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlara evlenmek konusunda mü´minlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin. Allah´ın buyruğu yerine gelecektir.
Ahzab 38:
Allah´ın, Peygambere takdir ettiği bir şeyde O´na bir güçlük yoktur. Bu Allah´ın sizden öncekilere de uyguladığı yasadır. Allah´ın emri şüphesiz gereği gibi yerine gelecektir.
Ahzab 39:
O Peygamberler Allah´ın buyruklarını tebliğ ederler, Allah´tan korkarlar ve O´ndan başka kimseden korkmazlar. Allah hesap görücü olarak yeter.
Ahzab 40:
Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, fakat O Allah’ın Resulü ve Peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Ahzab 41:
Ey inananlar Allah´ı çok anın.
Ahzab 42:
ve O´nu sabah akşam tesbih ediniz.
Ahzab 43:
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize melekleriyle beraber rahmetini gönderen Allah´tır. Mü´minlere karşı çok bağışlayıcı, çok esirgeyici de O´dur.
Ahzab 44:
O´na kavuştukları gün, Allah´ın onlara iltifatı selam´dır. Allah onlara güzel bir mükafat hazırlamıştır.
Ahzab 45:
Ey Peygamber, biz seni tanık, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ahzab 46:
Allah´ın izniyle, bir davetçi ve aydınlatan bir lamba olarak görevlendirdik.
Ahzab 47:
Mü´minlere Allah´tan büyük bir lütfa ereceklerini müjdele.
Ahzab 48:
Kafirlere ve münafıklara itaat etme. Onların eziyetlerine aldırma, Allah´a güven; koruyucu olarak Allah sana yeter.
Ahzab 49:
Ey iman edenler! Mü´min kadınları nikahlayıp da, henüz dokunmadan onları boşarsanız, onları iddet müddetince beklemeniz gerekmez. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
Ahzab 50:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah´ın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikahlamayı dilediği takdirde mü´minlerden ayrı sırf sana mahsus olmak üzere, kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mü´min kadını almanı helal kılmışızdır. Biz zorluğa uğramaman için mü´minlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Ahzab 51:
Ey Muhammed! Onların dilediğini geri bırakır dilediğini de yanına alırsın. Kendilerinden uzak durduğun kadınlardan arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olmasını, üzülmemelerini, hepsine verdiğin şeylere razı olmalarını daha iyi sağlar. Allah kalplerinizde olanı bilir; Allah bilendir, halimdir.
Ahzab 52:
Ey Muhammed! Bundan sonra artık sana başka kadınlarla evlenmen, bunları başka eşlerle değiştirmen, güzellikle hoşuna gitse bile sana helal değildir. Ancak elinin altında bulunan cariyeler hariç, Allah her şeyi gözetleyicidir.
Ahzab 53:
Ey inananlar! Peygamberin evlerine, yemeğe çağrılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin fakat davet edilirseniz girin ve yemeği yeyince dağılın. Sohbet etmek için de gidip oturmayın. Bu haliniz peygamberi üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu. Allah gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin kalpleriniz de onların kalpleri de daha temiz kalır. Allah´ın Peygamberini üzmeniz ve O´ndan sonra eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.
Ahzab 54:
Bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de Allah şüphesiz hepsini bilir.
Ahzab 55:
Onlara (Peygamber hanımlarına); babaları, oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, hizmetçi kadınları ve cariyeleri hakkında bir günah yoktur. Ey Peygamber hanımları, Allah´tan korkun, şüphesiz Allah, her şeyi görmektedir.
Ahzab 56:
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler. Ey inananlar! Siz de O´nu övün, O´na salat ve selam getirin.
Ahzab 57:
Allah´ı ve Peygamberini incitenlere, Allah, dünyada da ahirette de lanet eder; onlar için alçaltıcı bir azab hazırlamıştır.
Ahzab 58:
Mü´min erkek ve kadınları, yapmadıkları bir şeyle suçlayıp inciltenler, iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olurlar.
Ahzab 59:
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında örtülerini üstlerine alsınlar, vücutlarını örtsünler. Bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı inciltilmemelerini daha iyi sağlar. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ahzab 60:
İki yüzlüler, kalplerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, eğer bundan vazgeçmezlerse, andolsun ki seni onlarla mücadeleye davet ederiz; sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.
Ahzab 61:
Lanetlenmiş olarak, nerede bulunurlarsa yakalanır ve öldürülürler.
Ahzab 62:
Allah´ın geçmiş milletlere uyguladığı yasa budur ve Allah´ın yasasında bir değişme bulamazsın.
Ahzab 63:
Ey Muhammed! İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: «Onun bilgisi Allah katındadır, ne bilirsin, belki de zaman yakındır.»
Ahzab 64:
Allah kafirlere lanet etmiş ve onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır.
Ahzab 65:
Orada ebedi olarak kalacaklar kendilerini koruyacak ne bir dost, ne bir yardımcı bulamayacaklardır.
Ahzab 66:
Yüzleri ateşe çevrildiği gün: «Keşke Allah´a itaat etseydik, keşke Peygambere itaat etseydik» derler.
Ahzab 67:
«Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar» derler.
Ahzab 68:
«Rabbimiz! Onlara iki kat azab ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov!»
Ahzab 69:
Ey inananlar! Siz de Musa´yı incitenler gibi olmayın. Allah onu, onların dedikleri şeyden temize çıkardı. O Allah´ın yanında gözde, itibarlı bir kul idi.
Ahzab 70:
Ey inananlar! Allah´tan korkun ve doğru söz söyleyin.
Ahzab 71:
Ki Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah´a ve Peygamberine itaat ederse, şüphesiz büyük bir kurtuluşa ermiş olur.
Ahzab 72:
Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, sorumluluğundan korktular. Pek zalim ve cahil olan insan onu yüklendi.
Ahzab 73:
Bunun sonucu olarak, Allah münafık erkek ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azab edecektir. Mümin erkek ve kadınların tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Sistemli Evden Eve Taşımacılık
Wholesale B2B Marketplaces